İstatistik Sonuçları

istatistik-sonuclari

İlk insanla başlasın tarih; o günden bugüne bildiklerimizi, bilmemiz gerekenleri karşılaştıralım. Âdem aleyhisselamı ve iki oğlunu önümüze koyalım.
Biri zalim diğeri mazlum olarak kaydedildi. Zalim olanı kan akıttı. Mazlum olanı da öldü. Koca dünyada kişi başına bir kıta düşüyordu ama dünya onlara da dar geldi. Huzursuz oldular, huzur bozdular. İkisinden biri kanı kendisinden sonrakilerine miras bıraktı.

Biri batılın adı ile anıldı diğeri da hakkın adı ile. Zalim olanı İblis’in ağlarına takılıp kaldı, onun dediğini yapmayı tercih etti. Hakkın karşısında duranların da ilki olmuş oldu. Sonra kim kazandı? Kardeş katili de öldü gitti. Kendinden geriye kötü bir nam ve ebedî bir azap tehdidi kaldı. Açtığı çığırı izleyenler oldu. Kendisi gitti, kanlı elinden tutanlarla beraber büyük bir katil grubuyla dirilmek üzere mahşeri bekliyor. Asırlardan bu yana bekliyor. Tasvir edilemez büyük bir gün için bekliyor.
Batılı tutan biri batıl adına bir iş yaptı ama o da batılın kendisi de kaybettiler. Allah ise kaybetmedi.

Allah’ın biricik nebisi Nuh aleyhisselamı asırlarca bunaltanlar, onun karşısında hırçın kayalar gibi set kuranlar neticede tufana neden oldular. Dünya ve insanlık suya boğuldu. Batılın söz dinlemez şımarıkları azdı durdu. Hakka gönül verenler de kurtuluşun ta kendisi olan gemiye bindiler. Birileri onları imana davet eden nebilerine itimat edip gemide kaldı. Diğerleri de kurtarıcı tek kaynak olan gemiyi alay konusu yaptılar. Onlar ve diğerleri, herkes bu dünyadan gitti. Giden herkesin amellerini kaydetti melekler. Şimdi onların kendilerinden bir ses yok ama yaptıklarının yankıları, okyanus dalgalarını kıyılara çarptıkça kayaların bile duyduğu sestir.
Kim kazandı kim kaybetti? Allah’ın nebisine düşmanlık edenler, putları ile suya gömüldü gittiler. Ne ağlayanları var ne de arayanları. ‘Ne gökler ağladı onlara ne de toprak!’ Yine kesin galip Allah oldu. Ondan başka da galip yoktur zaten.

Bir başka nebi İbrahim aleyhisselamı ateş ormanında yakmak isteyen Nemrut ağa nerede? İbrahim aleyhisselam serin bir bahçeye düştü. Ona ateş ormanları kuran da cehennem çukurunda kaldı. İbrahim aleyhisselam ağlayan taraf olmadı, güldü. Gülecek nesiller yetiştirdi. Onu ağlatmak isteyen ise ebediyetler boyunca hep ağlayacak. Ağlamaya bile mecalinin kalmayacağı cehennemde sonsuz kalacak. Kim kazandı, kim kaybetti? Saltanat sahibi olduğunu vehmeden Nemrut sineklere esir düşüp gitti. Ordusu ona yâr olmadı. Alkışlayanları onu kurtaramadılar.
İbrahim aleyhisselamı yakmak isteyenler ateşe kütük oldu gittiler. Yakmak istedikleri, ateş söndüren bir hidayet kaynağı oldu. Allah kazandı, galip oldu. Batıl ve atılın adamları her seferinde olduğu gibi perişanlığa mahkûm oldular.

Bir deve yavrusuna takılıp kalanlar nerede şimdi?
Bir buzağı heykelciğini ilah edinmek isteyen nimet nankörleri, nasıl çöllerde sefaletle ömür bitirdiler ve akılsızlıklarının akıbetini gördüler.
Nerede şimdi, ateşle tutuşturulmuş büyük çukurlar kazıp kazdıkları çukurlara binlerce mümini atanlar? Onlar nerede, ateşe attıkları müminler nerede? Ateşe atanlar ebedî ateşte, ateşe atılanlar da ebedî cennetlerde değil mi şimdi? Ne hesaplandı ne odu? Batıl ne istiyordu ne buldu? Kimin sözü vaat ettiği gibi çıktı? Allah, vadinden döndü mü hiç?
Kimsenin olmadığı zamanda ‘ben varım’ dediği için ölüme sürülenler, o Sümeyye’ler, Yasir’ler, Habbab’ların şanına erişebilen oldu mu?
Bedir’de, Uhud’da, Hendek’de, Tebük’te kim kazandı, kim kaybetti?

Şu ölümlü dünyada üç gününü gün etmeyi başardığını zannedenlerin yanın üç günü verip günlerin işlemediği zaman ve diyarı alanlar kazandı. Tavrını kendisini yaratandan yana koyabilenler gerçeğin sahibi oldular. Birileri ölümden kurtulmak için ezilip büzülürken onlar ölümü öldürdü adeta. Kula kulluktan yücelip Allah’a kullukla ebedîleştiler.
İblis çok şeyler vaat etti. Onun hiçbir vaadi gerçek olmadı. Peşinden gidenleri hep aldattı. Vaadi de kendisi de boş çıktı.
Allah’ın ise her vaadi gerçek oldu. Ona güvenen kazandı.
Dün böyle oldu. Bugün böyle oluyor. Yarın da böyle olacak. İlk insandan beri istatistikler böyle diyor. Hayat bu hayat değildir. Ömür üç günlük olmamalıdır. Kovulmuş İblis’e güvenilmemelidir. Hakkı söyleyen Allah’tır. Ona güvenen ve güvendiğinin gereğini yapan da muhakkak kazanacaktır. Bu kuraldır. Kural da şaşmayacaktır. Batıl gidicidir. Galip olan haktır. Koca bir insanlık tarihi bunun şahididir.

Site Footer